DİĞER
Esin Hamamcı, Yıldızların Altında-Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Eğlence Yaşamı kitabı üzerinden Gökhan Akçura ile toplumun son iki yüzyılda geçirdiği eğlence tarzlarındaki değişiklikleri konuşuyor.
K24'te yılın son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar... Bu haftayla birlikte K24'te, yıl boyunca 50 vitrinde toplam 500 kitap seçmiş ve önermiş bulunuyoruz. Umarız işinize yaramıştır.
“Piketty bu kitabında eşitsizliğin değil, eşitliğin tarihini anlatmak istediğini, çünkü nihayetinde çağdaş toplumların kapitalizme rağmen eşitlik yönünde evrildiğine inandığını söylüyor. Kuşkusuz, büyük çatışmalara, mücadelelere sahne olan, zikzaklar çizen bir evrim süreci bu. Şüphesiz, belirli bir iyimserliği öngörmesine rağmen, hiç kimseyi rahat ettirecek, hele rehavete sokacak bir tablo söz konusu değil.”
“Peki ya hatırlamak her zaman kurtarıcı meleğimiz miydi? Bazen de azabımızın yegâne sebebiydi. Tıpkı bunca çiçeğin içinde böğrümüze oturan, soluğumuzda düğümlenen hatıraların varlığı gibi…”
Romandaki üç karakteri var eden iklimler bu kadar farklı olduğunda her birini anlamak için de sadece bakmak yeterli olmaz, daha incelikli bir bakış ve görme eylemi ihtiyacı hâsıl olur. Bu da söz konusu üç hikâye arasındaki en temel farklardan birisini görünür kılar: 'Bazen bakış, görmek için yeterli gelmez.'”
"Cinayet nedir, nasıl olur? Nasıl ölünür bir taraftan, nasıl bir cinayet işlenir, nasıl öldürülür; ölürken ne olur, öldükten sonra ne olur, vs… Bunlar için de tabii adli tıpta epey morg gezdim, epey çalıştım. Otopsi fotoğraflarıyla çalıştım. En önemlisi tabii Ali Haydar oldum, Nihan oldum, Asuman oldum, anne oldum, hepsini bir bir oldum..."
"Belki okumanın en sarsıcı etkisi, kişinin ilk hareket noktasını –doğmuş olmaklığı– durmadan genişletip kendini evrenin her yerine parça parça dağıtıp kurmacayla tekrar toplama imkânına ve kudretine sahip olmasıdır."
"İrfan Yalçın, yoksulluğun, kimsesizliğin ve sevgisizliğin gölgesinde hayatlarını sürdüren roman kahramanlarıyla “küçük insan”ı, 'köşeye sıkıştırılmış' bireyleri anlatır. Onları anlamak için davranışlarının ardında yatan toplumsal koşullara dikkat çekmek ister."
50 yıllık suskunluğun ardından, şair Türkân İldeniz’in kitapları, üstelik yeni şiirleriyle birlikte, yeniden okurla buluştu. İldeniz’in “konuşmama” kararı nedeniyle, kitapların yayımlanması için iki yıldır çaba sarf eden ve editörlüğünü üstlenen şair Betül Dünder ile bütün bu süreci ve Türkân İldeniz’in şiirini konuştuk.
"Okuma yazmayı bilmeden önce ebeveyni ona kitap seçerken, okuryazarlıkla birlikte çocuk kendi seçimlerini yapmaya başlıyor. Okumayı öğrenen çocuk bir eşikten geçiyor ve artık bir okura dönüşmeye başlıyor. Artık kendi edebi seçimlerini yapabilen 7-12 yaş aralığında öne çıkan kitapları sizler için derledik."
"Bir çocuk kitabı sınırları aşmayı, hayallerin gerçekleşebileceğine inandırmayı, ufuk açmayı, duyguları keşfetmeyi kendisine dert edinir. Böylesi özgürlükçü bir ortamda ortaya çıkan eser gelişim kaygısına takıldığında sanat olmaktan çıkar. Sonuç odaklı hale gelir. Yavaşlar. Bilimsel verilerle konuşmak zorunda kalır. Ağırlaşır."
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.